AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, Eskişehir’de üniversite öğrencileriyle buluştu Açıklaması
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, “Türkiye’de büyük bir zihniyet devrimi gerçekleşti. Zihniyet devrimiyle birlikte ‘bize yaptırmazlar, biz bunları yapamayız’ diye bir şey kalmadı. Türkiye’de Allah’a çok şükür gençlerimiz artık her alanda rekabet edebileceğini, her alanda Türkiye’nin yapabilme gücünün olduğunu görüyorlar ve bu istikamette yürüyoruz” dedi.
Medeniyet Derneği Eskişehir Temsilciliği ve Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Medeniyet Kulübü tarafından ESOGÜ Prof. Dr. Fazıl Tekin Konferans Salonu’nda düzenlenen “Türkiye’yi Yarınlara Taşımak” konferansına katılan Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin coğrafi konumu, dünya üzerindeki etkisi itibariyle yaşanan gelişmeleri çok daha yakından hisseden ülkelerin başında geldiğini söyledi.
Kurtulmuş, gençlerin kendilerini iyi yetiştirmeleri gerektiğinin altını çizerek, gençlere yapılan yatırımın Türkiye’nin geleceğine yatırım olduğunu kaydetti.
Son yıllarda iki değerli gelişmenin bütün krizleri tetikleyen, derinleştiren nedenler olarak karşılarına çıktığını aktaran Kurtulmuş, şöyle konuştu:
“Bunlardan birisi hiç elbet pandemiyle birlikte karşılaştığımız gelişmelerdir. Çabucak çabucak dünyanın bütün iktisadını etkiledi, toplumsal yaşantıları değiştirdi. Dünyanın sayılı üniversiteleri doktora ve master programlarında yeni, biraz da artık hibritleşen eğitim çeşitleriyle gençlerin, öğrencilerin karşısına çıkmaya başladı. Her alanı etkileyen fakat en çok da bilhassa orta alt gelir kümelerini derinden etkileyen bir fakirleşme sonucu doğuran pandemi süreciyle karşı karşıya kaldık. Bu süreçte aslında var olan sıkıntıların, üstü örtülmüş sıkıntıların üstündeki perdenin de kalktığını ve bütün insanların bu gelişmeleri rahatlıkla gördüğüne şahit olduk. Örneğin kendisini çok gelişmiş zanneden ülkelerin aşı bulma, tedarik etmek ve aşıyı toplumsallaştırmak konusunda ya da pandemi münasebetiyle hastalıklarla gayret etme konusunda ne kadar aciz kaldığını gördük. Münasebetiyle pandemi var olan problemlerin üstündeki örtüyü kaldırmış ve daha yakından görülmesine neden olmuştur.”
Numan Kurtulmuş, Sovyetler Birliği’nin çözülmesiyle de yeni bir dünya sisteminin kurulamamasını bir diğer neden olarak göstererek, “Bu dünya sisteminin kurulamaması münasebetiyle da dünyanın her yerinde geniş, yaygın, bir kısmı bölgesel, bir kısmı global tesirlere sahip birtakım tansiyonlar, çatışmalar ortaya çıktı. Bilhassa bir tarafında Çin’in, Avrupa’nın, Rusya’nın ve Amerika Birleşik Devletleri’nin olduğu çoklu güç gayretlerinin olduğu bir periyodun içerisinde aslında girmiştik. Bununla birlikte Rusya-Ukrayna savaşı bu uğraşların ortaya çıkardığı global dengesizlikleri de olağanüstü önemli bir biçimde artırmış oldu.” ifadelerini kullandı.
“Cumhurbaşkanımız global bir önder olarak tahıl koridorunun açık tutulmasını temin etti”
Kurtulmuş, Rusya ve Ukrayna arasında devam eden savaşın Rusya ve Batı arasında geçtiğini bildirdi.
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşla birlikte birçok küresel krizin de çıktığını belirten Kurtulmuş, şunları aktardı:
“Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte mesela on yıllar boyunca konuştuğumuz besin, güç ve su krizlerinin ne kadar değerli hale geldiğini yakinen anlamaya başladık. Avrupa iğnenin ucu kendisine batınca, batmaya başlayınca sıkıntının farkına vardı. Rusya vanayı katıca işte Avrupa bu kış nasıl geçirecek onu şimdiden derin derin düşünüyorlar, bunun önlemlerini almaya çalışıyorlar. Tahıl koridorunu şayet Türkiye açılması için harika bir güç sarf etmemiş olsaydı tahminen şu anda besin konusunda yaşanan global sorunların çok daha ağır bir tabloyla karşılaşacaktık. Besin krizleri de hiç beklemediğimiz bir periyotta artan bir özelliğiyle ortaya çıktı. Türkiye bu süreçte prensipli müzakereler ve insani diplomasi çerçevesinde Rusya ve Ukrayna ile eş vakitli olarak konuşmayı başarabilen, ortalarındaki farklılıkları müzakere etmelerine yol gösterici birtakım kelamların sahibi olan bir ülke olarak, Cumhurbaşkanımız da global bir önder olarak tahıl koridorunun açık tutulmasını temin etmiş oldu. Bunun inşallah dünya piyasalarında daha fazla açlık ve kıtlığın ortaya çıkmasını önleyecek bir besin arzı krizine dönmemesi için de Türkiye elinden geleni yapıyor. Dikkat ederseniz kesildiği anda tekrar görüşmeleri Türkiye başlatarak besinin bir formda dünya piyasalarına gitmesinin önü açılmış oldu.”
Kurtulmuş, vekalet savaşlarını da insanlık dışı ve ahlaki olmayan bir savaş türü olarak tanımladı.
İstanbul’daki terör saldırısıyla ilgili de konuşan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“O bombayı patlatan yalnızca o insanlık düşmanı, o canavar, o cani değil ya da onun ardındaki terör kümeleri, onun gerisindeki terör elemanları değil. Bu terör kümelerini besleyen, büyüten, bunları bir biçimde kendi işlerini icra etmeleri için teşvik eden, istihbarat dayanağı veren, lojistik takviye veren, siyasi takviye veren, silah takviyesi verenler kimlerdir? Temel vekalet savaşlarının sahibi olan ögeler dünyanın her yerindeki bu terör hücumlarının ardındaki güçlerdir. Afrika’da yarım bardak temiz suyu olmayan, yarım lokma yiyecek ekmeği olmayan insanlara örgüt kurdurup, adı da Boko Haram, ilk emri ‘Oku, Rabbinin ismiyle oku’ olan İslam dininin mensupları arasında ‘Eğitim haramdır’ diye bir örgüt kurduruyorlar, Boko Haram ‘eğitim haram’ demek, bu örgütün eline de on binlerce dolarlık silah veriyorlar ve Afrika’daki gariban insanlara hayatı dar ediyorlar. Niye? Afrika’da kendi parselasyonlarındaki güçlerini arttırabilmek için. Gelin Orta Doğu’ya… ‘DEAŞ’ diye bir örgüt vardı. Nerede artık DEAŞ? Kullandılar bir kenara çektiler. Öbür yerlere tahminen gönderdiler. DEAŞ’ın üzerinden Suriye’yi, Irak’ı tekrar dizayn ettiler.”
“Uluslararası göç sıkıntısı yalnızca bir sonuçtur”
Numan Kurtulmuş, Batıda İslam düşmanlığının arttığı bir siyaset zemini oluştuğunu söyledi.
Göç ve göçmen konusuna da değinen Kurtulmuş, “Dünyadaki göç ve göçmen problemi bütün ülkeleri çabucak hemen ilgilendiren bilhassa göç rotalarının üstünde olan Türkiye üzere ülkeleri daha fazla ilgilendiren, yaklaşık 5 milyon yabancıya konut sahipliği yapan bir ülkeyiz. İnşallah en kısa vakitte Suriyeliler, işte 500 küsur bini memleketlerine gitti, inşallah geri dönüşleri sağlanacaktır. Bunlar da orada inançlı bölgeler oluşturuldukça yerlerine gideceklerdir. Burada bilhassa üzerinde durmamız gereken nokta şudur, batı ülkeleriyle bizim bir biçimde göç konusunda bir görüş ayrılığımız var. Biz bu memleketler arası göç sıkıntısını bir sebep olarak ele almıyoruz. Memleketler arası göç sorunu yalnızca bir sonuçtur.” ifadesini kullandı.
Kurtulmuş, dünyadaki sorunlara çözüm üretemeyen uluslararası kuruluşları da eleştirerek, şöyle konuştu:
“Dünyadaki bütün bu kurum ve kuruluşlar İkinci Dünya Savaşı’nın içerisinde oluşmuş galip devletlerin tahakkümünü arttırmak için tasarlanmış, onun için orada Güvenlik Konseyi var. Niye Afrika’nın ülkeleri, niçin Türkiye, niçin Asya’nın ülkeleri, niye Orta Amerika’nın ülkeleri oralarda yok? Diyoruz ya ‘dünya beşten büyüktür’, onun için söylüyoruz. Beş tane ülkenin dediği kelamla 195 ülkenin dediği kelam değil mi? Onlar da hâkim, eşit milletler, devletler değiller mi? Ancak o denli bir sistem kurulmuş ki işte Rusya, işgal, ilhak neyse ne derseniz deyin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne gidiyor, Rusya’ya karşı nasıl karar alacaksınız? Esasen kendisi orada veto ediyor. İsrail, Filistin topraklarını talan ediyor, işgal ediyor, onlarca karar çıkıyor lakin bir halde İsrail’i durduracak hiçbir şey yapamıyorsunuz zira Amerika veto ediyor.”
“Türkiye’de büyük bir zihniyet ihtilali gerçekleşti”
Türkiye’yi yarınlara taşıyacaklarını belirten Kurtulmuş, dünyayı da yarınlara taşıyacaklarını söyledi.
Karşılıklı rıza ve müzakerelerle hakkaniyetli ve adaletle bir şekilde sorunları çözmeyi esas alan bir dünya sisteminin oluşması gerektiğini aktaran Kurtulmuş, “Türkiye’de büyük bir zihniyet devrimi gerçekleşti. Zihniyet devrimiyle birlikte ‘bize yaptırmazlar, biz bunları yapamayız’ diye bir şey kalmadı. Türkiye’de Allah’a çok şükür gençlerimiz artık her alanda rekabet edebileceğini, her alanda Türkiye’nin yapabilme gücünün olduğunu görüyorlar ve bu istikamette yürüyoruz.” dedi.
Numan Kurtulmuş, savunma sanayisi alanında önemli işlerin yapıldığını ve Türkiye’nin kendi sistemlerini de üreteceğini dile getirdi.
KKTC konusuna da değinen Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı:
“Yine başlamış birileri, ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türk Devletleri Teşkilatı konseyine üye olursa biz de F-16’ları size vermeyiz senatoda buna karşı çaba ederiz, biz zira Kıbrıs deyince Rumları tanıyoruz.’ Kusura bakmayın o devirler geride kaldı. Artık, ‘Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’miz diye bir devletimiz var ve bu devlet eninde sonunda dünyanın birçok devleti tarafından tanınacak ve uluslararası alanda saygın bir devlet olarak yerini alacak. Şimdi eğer bu zihniyet devrimi gerçekleşmeseydi, vesayetlerle bir şekilde Türkiye hala boğuşmaya devam etseydi, hala Türkiye’nin her gelişmesinde hala köşede bekliyorlar çelme takmak için her türlü fırsatı kolluyorlar, onu da söyleyeyim kapalı kapaklı hepsi bitmiş de değil. Şayet onların bu yaptıkları bir halde önlenmemiş olsaydı bunların hiçbirisi gerçekleşmezdi.”
Programda AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, Medeniyet Derneği Eskişehir Temsilcisi Hasan Öztürk, ESOGÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Demiral da birer konuşma yaptı.
AK Parti Eskişehir Milletvekili Emine Parıltı Günay ile AK Parti Eskişehir Vilayet Lideri Zihni Çalışkan’ın da hazır bulunduğu programın sonunda Kurtulmuş’a armağan takdim edildi.
Daha sonra Kurtulmuş ve beraberindekiler, Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi’nde vatandaşlarla bir ortaya gelerek, sohbet etti.
